bugün
yenile
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      t: tekrar tekrar okunmayı uygun bulduğum ahmet haşim kitabı. deneme ağırlıklı bir eser olmasıyla bana hitap etmesini biliyor. ve haşim'in gerek kalemine, gerekse zihniyetine oldukça değer veriyorum. --- spoiler --- intiharlar tekrar çoğaldı. ihtiyarları açlık, gençleri aşk ölüme sevk ediyor. gençler içinde kendini öldürenlerin büyük çoğunluğunu erkekler teşkil ediyor. şu halde: erkeği, seve seve, ölüme yollayacak derecede cinsî bir üstünlük ve kudrete sahip olan kadının erkeğe, yani kendi esirine, eşit olmak ve benzemek için dişini tırnağına takarak yaptığı gayretlerin sebebi delilikten başka ne olabilir? altın gözlerin tılsımını ve mercan dudakların ateşini bir kâğıt çantasına, bir mürekkepli kaleme ve bir muşambalı pardösüye değişen modern kadınla beş on dakika, biraz yakından konuş-mak, erkekleşme merakının kendisine ne pahalıya oturduğunu anlamağa kâfidir: iş kadını-erken yazıhanesine gitmeğe ve geç evine dönmeğe mecbur olduğu için, yıkanmağa ve temizlenmeğe hiç vakti olmayan kirli iş adamı gibi- acı acı ter, kepek, yağ ve toprak kokuyor. lavanta ve pudra, deriden ve saçtan dağılan o karışık kokuyu daha iğrenç yapmaktan başka bir şeye yaramıyor. binlerce asırlık erkek medeniyetini anlamak ve benimsemek için işe pek geç koyulan kadın, şimdi müthiş bir hızla çalışmağa mahkûmdur. er geç, zihin yorgunluğu, dünya yüzünü, saçı vaktinden evvel dökülmüş, cascavlak fikir kadını başları ile de dolduracaktır. işte o gün fecî intiharın, dünya yüzünden tamamen kalkacağı gündür. --- spoiler --- not: (bkz: başparmak)
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      - (#4048473) bir başka alıntı iliştireyim karanlık adamın kitabından; --- spoiler --- hemen her sabah gazeteyi açınca okuduğumuz klişe havadislerden biri: "filan mahallede filanın kızı, şu yaşta filan hanım, sevdiği gençle, şu veya bu sebepten dolayı evlenemediği için eline geçirdiği bir şişe tentürdiyotu içmiş veyahut kendini civar bir bostanın kuyusuna atmış, zamanında yetiştirilemediği için..." aşkın zedelediği bin türlü talihsizler içinde en ziyade bu hiçe giden kurbanlara acımalı. zira bu zavallılar bilmiyorlar ki birbiriyle evlenmemesi lâzım gelenler varsa onlar da yalnız sevişenlerdir. üstadım gourmont'un dediği gibi aşk ile izdivacı karıştırmamalı. aşk yabanî bir hayvandır. kanunlar haricinde, isyan ve ihtilâl dağlarında yaşar. ancak gece, karanlıklar basınca, gizli yollardan şehre girer ve bahçelerin tarhını, ağaçlı caddelerin kanepelerini alt üst eder. ibadethanelerde her gün tel'in edilen aşktır. hükûmetler, polis ve jandarmayı ona karşı silahlandırır. halbuki izdivaç, bir şehir müessesesi, bir emniyet tertibatıdır. at canbazhanelerinde musiki çalan ve fokstrot oynayan, dişi sökülmüş, tırnakları eğelenmiş, zararsız arslan, orman canavarına nazaran ne ise aşka kıyasen de izdivaç odur. aşk muvakkat, izdivaç ise daimîdir. izdivacı aşkın devamı zannetmiş nice safdil çiftler, üç ay geçmeden dudaklarda ateşin söndüğünü görmüşler ve bir akşam, kendilerini karşı karşıya esner bulmaktan hayret etmişlerdir. aşk değişmeyince ölür. en eski edebiyattan en yenisine kadar, her dilde, şiirin mevzuu zevce değil, maşukadır, hayaller ve istiareler hep sevgilinin süzgün gözleri ve karanlık kirpikleri etrafında pervaneler gibi uçuşur. kahramanı zevce ve mevzuu izdivaç olan hikâyeden daha tatsız ne olabilir? --- spoiler --- not: (bkz: remy de gourmont)
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      iyi kurulmuşum bu başlığa. akşamüstü yine elime geçti bu kitap. şöyle bir yerin altını çizmişim; "ciddi görünmek için soluk bir dille konuşmanın gerekli olduğunu sanmak, kendini beğenmişliğin en önemli belirtisidir." adam ta o zamandan bu zamana fatality atmış. hey maşallah.
    4. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      selam selam. yine ben ve bu başlık. bakış açısını kayda değer bulduğum bir denemeyi daha buraya bırakmak istiyorum; mükeyyifat